BİYOMETRİK SİSTEMLER.

Günümüzde bankalarda, iş yerlerinde, otoparklarda, yurtlarda ve daha birçok yerde giriş yapabilmek ve kendimizi tanıtmak için şifre yazmak zorunda kalıyoruz. Fakat bu sistem her ne kadar güvenlik amacıyla kurulmuş da olsa hem yeterince kullanışlı hem de yeteri kadar pratik değildir. Şifrelerin istenmeyen kişiler tarafından çalınabilme ihtimali birçok kişiyi korkutmakta ve gerçekleştiğindeyse kişileri büyük zararlara sokabilmektedir.

Bu eksikleri tamamlayan sistem biometrik tanıma sistemidir. Kişilerin fiziksel özelliklerini kullanarak sistemlere giriş çıkışa izin verdiğinden şifre sistemine göre hem daha pratik hem de daha güvenlidir. Biyometrik sistemlerin birkaç farklı çeşidi vardır. Her birinde ortak olan şey kişilerin göz, parmak, iris veya avuç içlerini tarayarak bunları kod haline dönüştürüp kaydetmeleridir. Böylece her kişinin sistemde kayıtlı ayrı bir kodu bulunmaktadır. Akla ilk gelen soru aynı özelliklere sahip kişiler denk gelirse ne olur karışıklık yaşanmaz mı sorusu olacaktır fakat böyle bir şey mümkün değildir. Çünkü iris, parmak izi ya da el şekli kişiden kişiye kesinlikle farklılık göstermektedir. Hatta aynı kişinin iki iris tabakası bile farklı olmaktadır. Biyometrik sistemler bu nedenle herhangi bir karışıklığa imkan vermeyecek kadar güvenli ve kullanışlıdır.

Biyometrik sistemlerde kullanılan yönteme bağlı olarak kişi el, parmak izi ya da irisini okutturur. Daha önceden sistem bunları tarayıp kodlara dönüştürerek her kişi için ayrı bir ID numarası kaydettiğinden, kişi her giriş yapmak istediğinde sistemde kayıtlı ID olup olmadığı kontrol edilir. Eğer varsa giriş izni verilir, yoksa reddedilir.